20 Eylül 2015 Pazar

‘Hasankeyf’i suyun altına değil, sonsuzluğa taşıyalım’





Tarihi 12 bin yıl önceye kadar gittiği düşünülen Hasankeyf’in, Ilısu Barajı altında kalarak yok olmasını önlemeye dönük çabalar sürüyor. 20 Eylül Dünya Hasankeyf Günü öncesi Batman’da gerçekleştirilen panelde bilinen 15 uygarlığa beşiklik yapmış olan Hasankeyf’in bir dünya mirası olduğu ve mutlaka geleceğe taşınması gerektiği dile getirildi.
SAVAŞ EKOLOJİYİ DE VURUYOR
Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Batman Ekoloji Meclisi ve Hasankeyf Dayanışması tarafından gerçekleştirilen “Hasankeyf’i sonsuzluğa taşıyalım” adlı panel Batman Belediyesi Konferans Salonu’nda yapıldı. İldeki bazı bölgelerde yapılan askeri operasyonları önleyebilmek için canlı kalkan olmaya giden belediye eş başkanları, meclis üyeleri ve milletvekillerinin de aralarında olduğu 82 kişinin gözaltına alındığı haberi nedeniyle buruk başlayan panelde Hasankeyf’in kurtarılmasına yönelik çabaların yanı sıra ülkedeki ve dünyadaki ekoloji mücadeleleri de değerlendirildi. Batman Ekoloji Meclisi Eş Sözcüsü Sümeyye Beytüt tarafından yönetilen panelin ilk konuşmasını yapan HDP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Beyza Üstün, savaşın ekoloji üzerinde yarattığı tahribatı anlattı. 7 Haziran seçimleri sonrası tek başına iktidara gelemeyen AKP hükümetinin ateşkes sürecini bitirdiğine vurgu yapan bu süreçten sonra Bölge’nin birçok yerinde aynı anda orman yangınları çıkarıldığına dikkat çekti. Bu yangınların söndürülmesi için devlet kurumlarının hiçbir şey yapmadıklarını kaydeden Üstün, halkın kendi olanaklarıyla yangına müdahalesinin de önlendiğini dile getirdi. Üstün, kapitalist sistemin sermaye birikimi sağlamak ve krizini aşmak için azgınca doğaya saldırdığını dile getirirken, bunun önlenmesine yönelik mücadelelerin ortaklaştırılmasının önemine vurgu yaptı.
BAŞARILI DİRENİŞLERİN SIRRI: ÖRGÜTLÜ HALK
Panelin ikinci konuşmasını yapan Evrensel Gazetesi İzmir Muhabiri ve Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam Programı Yapımcısı Özer Akdemir, Anadolu’nun birçok yerinde halihazırda halkların yaşam alanlarını koruyabilmek için dişe diş bir mücadele içerisinde olduğunu söyledi. Ülkedeki doğaya ve kültürel alanlara yönelik saldırılar karşısında verilen ekoloji mücadelelerinden örnekler aktaran Akdemir, mücadele biçimlerinin de yöreye göre değişiklik gösterebildiğini belirtti. Sermaye saldırılarının püskürtüldüğü başarılı direnişlerin ortak yönünün örgütlü, kitlesel halk hareketi ve bunun sonucu gelişen hukuki ve fiili yaşam nöbetleri olduğunu dile getiren Akdemir, Bergama Köylü Hareketi, Sinop Gerze, Muğla Yuvarlakçay ve son olarak halen devam eden Artvin Cerattepe direnişlerinin nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin de yolunu gösterdiğini söyledi. ODTÜ Emekli Öğretim Üyesi ve Allianoi Girişim Grubu eski dönem sözcülerinden Üstün Bilgen Reinart, dünyada özellikle barajlara karşı verilen direniş deneyimlerini ve Allianoi’nin kurtarılmasına dönük mücadele süreçlerini anlattı. Reinart da dünyadaki ve ülkemizdeki ekoloji mücadelelerinden başarılı olanlara bakıldığında geniş halk yığınları tarafından yürütüldüklerini ve örgütlü bir güce dayandıklarını belirterek, özellikle yerel halkın ve köylülerin  bu mücadeleler içerisinde olmasının önemine dikkat çekti.
EKOLOJİ HAREKETİNİN HEDEFİ
Diyarbakır’dan gelen Ekoloji Aktivisti Talat Çetinkaya, Bölge’de yaşanan çevre sorunları ve bunlar karşısında verilen ekoloji mücadelelerinin durumu hakkında bilgiler verdi. Savaş ortamının geçmişteki KCK tutuklanmalarının ekoloji mücadelesine de büyük zarar verdiğini belirten Çetinkaya, “5 bin yıldan bu yana gelen devletçi, erkeğin kadına, insanın doğaya tahakkümüne dayalı bir sistem var. İşte ekoloji hareketinin en büyük amaçlarından birisi, bu anlayışı ters yüz etmek” diye konuştu. Panel soru yanıt kısmı ile sona erdi. (Batman/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 20 Eylül 2015


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İklim değişikliği tarımı vuruyor: Gıda fiyatlarında sıçrama uyarısı!

  01 Haziran 2023 07:00 Dr. Oğuz Tutal'ın araştırmasına göre Türkiye için en büyük tehlike kuraklık ve aşırı sıcaklar... Araştırma g...